BİR İSTANBUL MASALI



Şimdi bunun ne alakası var Kore'yle diyeceksiniz.. Evet aklıma nereden geldi ben de bilmiyorum ama bir şekilde Kore'ye bağlarım ben bunu da. :)


Kore dizileriyle tanıştığımdan beri Türk dizileri bana yavan gelmeye başladı. Sevdiğim Türk dizileri oluyor arada tabi ama dizilerimiz maalesef bitmiyor ve bence Türk dizilerinin en kötü tarafı da bu. Diziler biraz rağbet gördü mü uzattıkça uzatıyorlar, haliyle izleyici bıkıyor ve dizi mecburen saçma sapan bir yerde yayından kaldırılıyor. Sonra da dizi reyting mağduru oldu diyorlar, ee o kadar uzatırsan tabi düşer o reyting!





Neyse konumuza geri dönecek olursam benim en sevdiğim Türk dizisi "Bir İstanbul Masalı" dizisidir. Mehmet Aslantuğ'un hastasıyım. :) Dizi yayınlandığı dönemler Türkiye'de epey izleniyordu. Kıraç ve Funda Arar'ın dizi için yaptığı şarkılar da sevilerek dinleniyordu. Dizi "en iyi dizi" gibi birçok ödül de almış.


Ben yaşım itibariyle yayınlandığı ilk dönemlerde değil de sonraki tekrarlarında vurulmuştum bu diziye. Geçen yıl da üşenmedim, baştan sona izledim.



Dizinin "Sabrina" isimli 1954 ve 1995 yıllarında çekilen filmden uyarlanarak çekildiği söyleniyor. Uyarlama bir dizi ancak şarkılarıyla oyuncuları ve oyunculuklarıyla beni benden alan bir dizidir kendileri. Türkiye'de bir dizi çekmek istesem, tam da böyle bir dizi olurdu. Bol aşklı ve İstanbul manzaralı,"ey zaman geçme dur" diyerek izlenecek türden...

Dizinin tek sinir olduğum noktası 2.sezonda Selim ve Esma'nın boş yere birbirinden uzaklaşması ama böyle çatışma unsurları olmasaydı da dizi izlenmezdi herhalde.


Aslında Kore dizilerindeki tipik olay örgüsü burada da mevcut. Kız fakir, oğlan zengin. Selim-Demir-Esma arasındaki aşk üçgeni, zengin şaşalı evler, oyuncular desen karizma ve güzel falan filan... Dizinin benim beğendiğim bir yönü de işle alakalı epey konunun işleniyor olması. Yani öyle vıcık vıcık aşk yok, şirket meseleleri gibi bilgilendirici konular da var. Bizim dizilerde en çok güldüğüm nokta budur. Adamların bir şirketi vardır ancak bu şirket ne şirketidir, ne iş yapar belli değildir. Kore dizilerinde de hep bir iş kolu anlatılır, siz de izlerken o alanla ilgili bilgi sahibi olursunuz.


Orijinalinde Ümit Yaşar Oğuzcan'ın bir şiiri olan "Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın" şarkısı da dizide Selim Arhan'ın tekrar tekrar dinlediği bir şarkıydı. Türk sanat müziği sevmiyor olabilirsiniz ama bunu bir dinleyin derim.




Timur Selçuk- Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
"Bir İstanbul Masalı" demişken bunları paylaşmasam olmazdı.


Kıraç- Aşk Masalı

Bir yanı demirden kor bir yanı aklı selim ...
Kıraç-Olur ya





Bu konu Türk dizileri düşmanı, yabancı hayranı diyenlere cevap olsun. Bakınız sevdiğimiz Türk dizileri az da olsa var efenim:)

Yorumlar